Çin'in satın alma paritesi gücüne göre dünyanın en büyük ekonomisi konumuna geçmesi, ekonomik, mali, askeri ve teknolojik olarak rüzgârın Çin lehine esmesi, ABD ve Almanya merkezli ticaret bölgelerinin aktivitelerindeki gerileme, küresel bazda denge unsuru olarak dördüncü bir bölgeyi gerekli kılıyor. Söz konusu bölge de, Afrika'dan Avrupa'ya, yakın ve orta Asya'dan Ortadoğu'ya uzanan ve yaklaşık 2,5 milyar nüfusun yaşadığı Türkiye merkezli bir ticari hinterlant.
ABD’nin giderek artan borcu, en büyük ekonomi gücü doların geleceği ile ilgili belirsizlik, diğer taraftan yaşlanan ve eskisi gibi şövalyelik yapamayan Avrupa’nın giderek dünya üzerindeki müstevli kaynaklarını kaybetmesi, Afrika – Avrupa – Asya ekseninde yeni bir ticari bölgenin doğmasını da tetikliyor.
ABD – Avrupa – Asya’lı üç ana ekonomik bölge arasında yer alan Türkiye de, geçen Kasım’dan bu yana para ve maliye politikalarında yaptığı değişiklik, yapısal reformlar ve Anayasa değişikliği ile fiyat ve finansal istikrarı sağlayıp üretim ve pazarlamada büyük bir ticari partner olarak bölgesinde merkezi ülke olmak istiyor.
1,5 milyar nüfuslu Afrika, 450 milyon nüfuslu Avrupa, 270 milyonluk Ortadoğu, 160 milyon nüfuslu Türk cumhuriyetleri ve 145 milyon nüfuslu Rusya, Türkiye’nin ticari hinterlandını oluşturan aktivitesi yüksek geniş bölge.
Avrupa ile 143 milyar dolar ticaret hacmini yakalayan ve ihracatının yüzde 50’den fazlasını Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yapan Türkiye için; 1,5 milyar nüfuslu Afrika dahil elinde bulundurduğu alternatif pazarlarla birlikte yeni bir ticari hinterlant imkânı doğuyor. Afrika ise yeni oluşacak ticaret bölgesinin en önemli alanlarından biri.
Afrika ile son 10 yılda 190 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşan Türkiye, söz konusu hacmi yapılacak serbest ticaret anlaşmalarıyla daha yükseğe taşıma gayretinde. Türkiye son 10 yılda Afrika ülkelerine 130 milyar dolarlık ihracat, Afrika’dan 60 milyar dolarlık ithalat yaptı.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye – Ruanda İş Konseyi Başkanı ve DEİK Türkiye-Mozambik İş Konseyi Başkan Yardımcısı Erhan Barutoğlu, DEİK Afrika Koordinatör Başkan Yardımcısı ve DEİK Türkiye-Togo İş Konseyi Başkanı Berna Akyıldız, Türkiye'nin Abidjan Büyükelçisi Yonca Özçeri ve kadın girişimcilere destek veren KAGİDER Başkanı Emine Erdem Afrika’ya yönelik ticaretin artması konusunda seferber olmuş öne çıkan kişiler arasında yer alıyor. KAGİDER Başkanı Erdem, kadın girişimcileri dış ticarette güçlendirmenin önemine işaret ediyor.
Afrika’nın yeni fırsatlara ve avantajlara açık bir pazar olduğunu belirten başkanlar, “Ürettiğimiz her şeyi satabileceğimiz, her türlü sektörün iş yapabileceği bir kıta. Güven köprülerini kurarsanız iş yapmak giderek kolaylaşıyor. Afrikalılar Türk ürünlerini çok beğeniyor. Çünkü ürünlerimiz Avrupa'dan çok uygun fiyatlı, Çin'den daha kaliteli. Türk dizilerinin de etkisiyle Türklere duyulan bir sevgi var. Afrikalılar Türklerle iş yapmayı çok istiyor. Bütün dünyanın gözü Afrika'da ama Afrika'nın gönlü bizde” diyorlar.
Afrika’nın Türkiye merkezli ekonomik bölge için yeni bir fırsat olacağını belirten diğer önemli isim de işini Türkiye’de kurmuş girişimci iş kadını Fas asıllı Bouchra Labrahmi Çeşmeci (30). İş dünyasında “Faslı gelin” lakabıyla ve birçok farklılığıyla tanınan Bouchra Labrahmi Çeşmeci, Afrika, Avrupa, yakın ve Orta Asya’yı içine alan Türkiye merkezli bir ticaret bölgesinin işaretlerini veriyor.
Bugün önemli bir girişimci konumunda olan Bouchra Labrahmi Çeşmeci, Fas’ta doğdu, Fransa Cannes’da işletme okudu. Çeşmeci, Arapça ve Fransızca başta İngilizce, İspanyolca ve Türkçe biliyor. İş kadını Çeşmeci, dünya siyasi ve ahlâki değerlere çok önem veren bir kişi.
Türkiye’de de Aydın Üniversitesi’nde İngilizce İşletme Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı. Sağlık turizminde kendi işini kurmak istediyse de iş hayatı Çeşmeci’yi farklı bir sektöre yöneltti. Alüminyum ve gölgelendirme sistemleri alanında üretim ve ticaretini yapan bir firmaya girerek 18 ay ihracat müdürü olarak çalıştı. Yurtdışı bağlantıları üstlendi, seyahatlere çıktı.
Bir yılda Avrupa, Kuzey Afrika, Körfez ülkeleri, Balkanlar dahil Malta, Katar, Suudi Arabistan, Fas, Tunus, Libya, Lübnan, Bulgaristan, Fransa, Yunanistan ve İspanya’nın aralarında bulunduğu çok sayıda ülkeye gitti. The House Residence, Brandium Residence ve Fortis Sinanlı Kadıköy gibi projelerin yurt dışı satışlarında bulundu.
Ardından 7Hills Investments ve Real Estate in Turkey şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeşmeci ile evlendi. Serhat Çeşmeci Türkiye’ye yabancı sermaye kazandıran önemli iş insanları arasında yer alıyor.
Bouchra Labrahmi Çeşmeci’nin konuşmaları arasında en fazla kullandığı, “Burası benim ikinci vatanım. Yurt dışında daha fazla tanınması için çok gayret sarfediyorum. Yaşadığım vatanım Türkiye’ye çok kazandırmak istiyorum…” sözleri dikkat çekiyor.
2020 yılı başlarında tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını bir bakıma iş kadını Bouchra Labrahmi Çeşmeci’nin işine yaradı. Herkesin evine kapandığı dönemde, eşi Serhat Çeşmeci’nin de desteğiyle 2020 Haziran’da Paraguas Alüminyum’u kurdu ve üretime başladı. Paraguas’ın İspanyolca şemsiye anlamına geldiğini belirten Çeşmeci, girişimciliğini “şemsiye”den ilham alarak işletmesini kurduğunu söylüyor.
Üretim sürecinde pergola ve modern gölgelendirme sistemlerini bir üst segmente taşıyan iş kadını Çeşmeci, iç piyasada yapamadığı atağı yurt dışında gerçekleşti. Çeşmeci’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde ciddi portföyünün olması pandemi ortamına rağmen işinde önemli bir çıkış yakaladı.
Paraguas Alüminyum’un çıkardığı kaliteli ve işlevi yüksek işler iş kadını Çeşmeci’yi 6 ay gibi kısa zamanda 13 ülkeye mal satar hale getirdi. Bu yıl 5 milyon dolarlık bir ihracat hedefi belirleyen iş kadını Çeşmeci, pandemide daralan iş dünyasına örnek olacak hamleler yapıyor.
“Öncelikle hedefimiz para kazanmak değil, katma değer üretmek” diyen Çeşmeci, pergola sistemlerini daha da geliştirmeye çalıştıklarını ve kendi alanlarında ilk 5’e girmeyi planladıklarını söylüyor.
Bilhassa masa başında oturmayı asla tasvip etmediğini ve sanayide dolaşmanın ufukları daha da açtığını dile getiren girişimci Çeşmeci, “Üretim benim tam kalbimde. İş bitiminde ürünlerin TIR’a yüklenmesini gördüğümde çocuk gibi seviniyorum” diyor.
Türkiye’de tente, branda, gölgelendirme ve alüminyum sistemlerinde oldukça fazla firmanın olduğunu, sektörde kopyalamanın fazla olduğunu, ayrıca satış sonrası anlayışın gelişmediğini ve verilen sözlerin tutulmadığını anlatan iş kadını Çeşmeci, “Maddiyatçı ticaret anlayışı olmaz. Bu yaklaşım müşteriyi kaçırır. Rekabetten ziyade kısa zamanda çok para kazanma peşinde olmamak gerekiyor. Hele hele kalitesizliği asla kabul etmemek lazım. Ayrıca üretimde fikri, mesleki ve ticari gelişimin önünde de engeller var. Maalesef bizim sektörde de merdiven altı imalat çok fazla ve kaliteli iş yapanların önünü kesiyor” bilgilerini veriyor.
Alanlarında insanların işine yarayacağı her türlü üretimin peşinde olduklarını dile getiren Bouchra Labrahmi Çeşmeci, ürünlerinin dünyanın her yerinden cep telefonu uygulamalarıyla yönetilebildiğini kaydediyor.
Son olarak Libya’ya ihraç ettikleri her biri 150 – 200’er metrekarelik 6 büyük çadırın sahra hastanesi olarak kullanıldığına dikkat çeken Çeşmeci, “Artık mesaimizi yurt dışına yönelttik. Kaliteli ve nitelikli ürünlerle Türkiye’yi iyi tanıtmak istiyoruz. Azerbaycan, Türki Cumhuriyetler, Bosna Hersek gibi ülkelere açılacağız. Ortadoğu, Afrika ve Avrupa’da belli ülkeleri seçtim. Oralara ağırlık vereceğim. Örneğin Malta küçük bir ülke ama potansiyeli çok yüksek. Tam bir gelişim aksı” ifadelerini kullanıyor.
Mısır’a ilk distribütörlüklerini verdiklerini ve bu ağı giderek yaygınlaştıracaklarını belirten Çeşmeci, yaptıkları kaliteli işler sonucunda müşteriden farklı istekler de aldıklarını hatta iş bitirmek için pencere, kapı, ıslak zemin gibi ihtiyaç duyulan talepleri de karşılamaya çalıştıklarını söylüyor.
“Ülkem Fas’ta uygun fiyat denilince Türk ve Çin malları geliyor. Ancak Fas genelde tercihini Türk mallarından yana yapar” diyen Çeşmeci, Analiz gazetesine yaptığı açıklamada, Türkiye ile Fas’ın ticarette işbirliği bölgesel olarak da birçok kapının açılmasına vesile olacağına vurgu yapıyor.
Afrika’nın Türkiye merkezli ekonomik bölge için yeni bir fırsat olacağını belirten işini Türkiye’de kurmuş girişimci iş kadını Fas asıllı Bouchra Labrahmi Çeşmeci. İş dünyasında “Faslı gelin” lakabıyla ve birçok farklılığıyla tanınan Bouchra Labrahmi Çeşmeci çalışmaları, aktiviteleri ve iş yapış tarzıyla Afrika, Avrupa, yakın ve Orta Asya’yı içine alan Türkiye merkezli yeni bir ticaret bölgesinin mesajlarını veriyor.
Bouchra Labrahmi Çeşmeci, Türkiye ile Fas’ın ekonomide işbirliği yapmaları durumunda sadece Afrika’ya yönelik bir milyar nüfuslu bölgeye hitap edebileceğini belirterek, “Türkiye ile Fas ticari birlikteliğini üst seviyeye çıkarırsa, Türk Cumhuriyetleri ve Macaristan da eklendiğinde yakın coğrafyada 1 milyardan fazla insana ulaşırız. Çünkü Afrika inanılmaz gelecek vaat ediyor. Coğrafyadaki diğer ülkeler de Türk malları bekliyor” diyor.
Dünyanın Çin mallarına doyduğunu, diğer taraftan pandemi sürecinde Çin’den mal almadığını veya aldığı mallara güvenemediğini dile getiren Çeşmeci, “Geçen yıldan bu yana Avrupa dahil, batıda ülkeler Çin malları değil de Türk malı talep ediyor. Son dönemde yapılan dış ticaret de bunu gösteriyor. Türkiye – Fas arasında 2006 yılında imzalanan serbest ticaret anlaşmasına bölgesel ticaret olarak bakarak daha geliştirilmesi gerekiyor” diye konuşuyor.
Bahsettiği milyar nüfuslu ticaret pazarının Fas’ın Cebelitarık kıyısında yer alan bölge için oldukça stratejik Tanca Limanı’ndan başladığını gördüklerini, şu anda Cebelitarık Boğazı’nın altından tren yolu için çalışmaların başladığını belirten Çeşmeci, “Fas’tan tüm Afrika’ya ve bahsettiğim coğrafyaya Türk malları satabiliriz. Salgın sonrası için bugünden serbest ticaret anlaşmaları ve ikili sıkı ilişkilerle yapılanmak ve hazırlanmak gerekiyor” açıklamasını yapıyor.
Pandeminin küresel ticareti etkilediğini ve ticaret bölgeleri arasında zaman zaman korumacılığa kadar giden çatışmaların gözlendiğine vurgu yapan Çeşmeci, “Salgın insanların ticaret anlayışını değiştirdi. Dünyada insanlar Çin mallarından kaçıyor. Zorda kalmadığı sürece Çin malı almak istemiyor. Gittiğim birçok ülkede Çin malı yerine Türk malını görme isteğine şahit oluyoruz. İşte bizim stratejileri iyi takip ederek fırsatları değerlendirip öne çıkma zamanı diyorum” ifadelerini kullanıyor.
Çin’in satın alma paritesi gücüne göre dünyanın en büyük ekonomisi konumuna geçmesi, ekonomik, mali, askeri ve teknolojik olarak rüzgârın Çin lehine esmesi, ABD ve Almanya merkezli ticaret bölgelerinin aktivitelerindeki gerileme, küresel bazda denge unsuru olarak dördüncü bir bölgeyi gerekli kılıyor. Söz konusu bölge de, Afrika’dan Avrupa’ya, yakın ve orta Asya’dan Ortadoğu’ya uzanan ve yaklaşık 2,5 milyar nüfusun yaşadığı Türkiye merkezli bir ticari hinterlant.
WhatsApp Us